Copyright © 2018 Her hakkı saklıdır.
Vagonmedya Bilişim San. ve Tic. A.Ş.
1) Altin.in'de yer alan içeriğin doğru ve/veya güncel olduğu hiçbir şekilde iddia veya garanti edilmemekte, hiçbir veri ve/veya paylaşım, yatırım danışmanlığı kapsamına girmemektedir. Sitenin içeriği referans alınarak yapılacak hiçbir işlemin doğuracağı maddi ve/veya manevi herhangi bir kayıptan altin.in sorumlu değildir. 2) Altin.in ziyaretiniz sırasında ip adresiniz ve bilgisayarınız aracılığıyla toplanabilen diğer veriler altin.in tarafından kayıt altında tutulmaktadır. 3) Altin.in tüm içeriği önceden uyarmaksızın değiştirme, kaldırma ve yenilerini ekleme hakkına sahiptir. 4) Altin.in gerekli gördüğü taktirde üyelerin ip numaralarını engelleme hakkına sahiptir. 5) Altin.in yorumlar bölümünde ki içerik, görsel, yorum ve paylaşımlar (tarafımızdan onaylanmaksızın) kullanıcılar tarafından kendi iradeleri ile paylaşılmaktadır. Bu içeriklerden dolayı doğabilecek hukuksal konulardan içeriği oluşturan kullanıcı sorumlu olacaktır. 6) Altin.in'in tüm kullanıcıları 5651 Sayılı Kanunun 8. ile 9. Maddesine ve TCK'nın 125. maddesine göre yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Bu bağlamda altin.in hukuksal haklarını saklı tutar. 7) Bu uyarılar önceden haber verilmeksizin değişkenlik gösterebilir takibi kullanıcılarımızın sorumluluğundadır.
Sitemizden yararlanmanız ve reklamlar için çerezler kullanılır.
0BeğenmedimŞikayet
soner (11 yıl önce)Arkadaşlar çok güzel bir yazı var. Sizinle paylaşmak istiyorum.
Prof. Dr. Haydar Baş 16 Mayıs 2013
Avrupa Birliği
Avrupa Birliği hayata geçtiğinde, bendeniz bu Birliğe 15 sene ömür biçmiştim.
2005'de İstanbul'da gerçekleşen ilk Milli Ekonomi Modeli kongresinde AB'nin dağılmaya mahkûm olduğunu ifade etmiştim.
Bu öngörümüzden iki sene sonra, Almanya Heidelberg'de 2. Milli Ekonomi Kongresi'ni düzenledik. Hollanda'dan katılan Prof. Dr. Cornelia Versteegh, “2005 senesindeki ifadelerinizi dinlediğimde bunun hamasi duygularla yapılan bir tespit olduğunu düşünmüştüm. Ancak modeli okuduğumda beni çok etkileyen başlıklara rastladım” deme ihtiyacı duymuştu.
Versteegh tebliğinde, “Kitabın tamamını okuyuncaya kadar bu şaşkınlığım devam etti. Modelin bize sunduğu perspektif sadece ekonomik değil; ekonomiden öteye bir açılım sunmakta. Bence AB olarak bu kitap çok iyi incelenmeli ve nerede yanlış yaptığımızı bir an evvel bulmalıyız” diye konuşmuştu.
Birinci Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nin üzerinden henüz 8 sene geçti. Ve birlik çatırdamaya başlamıştır. Ortak para birimi euro 'ya geçişi kabul noktasında da zorlanan İngiltere, Birlikten ayrılmayı referanduma götürebileceğini resmi ağızdan dile getiren ilk ülke oldu.
İngiltere Başbakanı Cameron, 2015'teki genel seçimi partisinin kazanması halinde ülkesinde AB üyeliğiyle ilgili bir referandum sözü verdi.
İtalya, Portekiz, İrlanda, Slovenya ve Macaristan'da derinleşen mali kriz devam ederken; Romanya'da ve Yunanistan'da halk sokağa dökülerek, “AB'den ayrılalım” diye talep etmeye başladı.
Son olarak İspanya'da halk, kötüye giden ekonomiyi protesto etti.
Gelinen nokta, ‘AB dağılacaktır'ın izahını yaparken altını çizdiğimiz hakikatlerin, Birliği dağılmaya ittiğini göstermektedir.
AB'nin nüfusu yaşlanmış, yeraltı kaynakları tükenmiş ve en önemlisi ortak para birimi Euro'ya geçişle beraber, gayrı safi milli hâsılalarında yapmaları gereken artırımı sağlayacak senyoraj hakkı ülkelerin merkez bankalarından alınmıştır.
Bu, her ülkenin AB Merkez Bankası'ndan para alarak piyasaya sunması manasındadır ki, Avrupa Merkez Bankası'na olan bu bağımlılık, Yunanistan örneğinde acı neticelerini göstermiştir.
Yunan ekonomisi kamu borçlarını ödeyemediği için battı; Birliğin oluşturduğu komisyonun elinde idare edilmeye çalışılıyor.
Ülkelerin Almanya'daki Avrupa Merkez Bankası'ndan yıllık gayrı safi mili hâsıla karşılığı alacakları para, bir yıl içinde yapacakları harcama ve yatırımlara kâfi gelmediği için Birlik ülkeleri borçlanmaya gitmektedir.
Sonuçta borçlanan ülkeler, vadesinde borçlarını ödeyemedikleri için tekrar borçlanmaya gitmekte; alınan borçların ödenememesi, bu borçların faizlerinin dahi ertelenmesini gündeme getirmektedir. Birlik ülkelerinin batma sebeplerinden en önemlisi de budur.
Birliğin bu düzende devam etmesi, AB'nin tamamının batması manasına gelecektir.
Şartları bu şekilde devam eden AB'de halkın sokaklara dökülmesi sürekli bir kader olacaktır. Bu da Birlik için en büyük tehdide dönüşecektir.
0BeğenmedimŞikayet
soner (11 yıl önce)Prof. Dr. Haydar Baş 16 Mayıs 2013
Avrupa Birliği
Avrupa Birliği hayata geçtiğinde, bendeniz bu Birliğe 15 sene ömür biçmiştim.
2005'de İstanbul'da gerçekleşen ilk Milli Ekonomi Modeli kongresinde AB'nin dağılmaya mahkûm olduğunu ifade etmiştim.
Bu öngörümüzden iki sene sonra, Almanya Heidelberg'de 2. Milli Ekonomi Kongresi'ni düzenledik. Hollanda'dan katılan Prof. Dr. Cornelia Versteegh, “2005 senesindeki ifadelerinizi dinlediğimde bunun hamasi duygularla yapılan bir tespit olduğunu düşünmüştüm. Ancak modeli okuduğumda beni çok etkileyen başlıklara rastladım” deme ihtiyacı duymuştu.
Versteegh tebliğinde, “Kitabın tamamını okuyuncaya kadar bu şaşkınlığım devam etti. Modelin bize sunduğu perspektif sadece ekonomik değil; ekonomiden öteye bir açılım sunmakta. Bence AB olarak bu kitap çok iyi incelenmeli ve nerede yanlış yaptığımızı bir an evvel bulmalıyız” diye konuşmuştu.
Birinci Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nin üzerinden henüz 8 sene geçti. Ve birlik çatırdamaya başlamıştır. Ortak para birimi euro 'ya geçişi kabul noktasında da zorlanan İngiltere, Birlikten ayrılmayı referanduma götürebileceğini resmi ağızdan dile getiren ilk ülke oldu.
İngiltere Başbakanı Cameron, 2015'teki genel seçimi partisinin kazanması halinde ülkesinde AB üyeliğiyle ilgili bir referandum sözü verdi.
İtalya, Portekiz, İrlanda, Slovenya ve Macaristan'da derinleşen mali kriz devam ederken; Romanya'da ve Yunanistan'da halk sokağa dökülerek, “AB'den ayrılalım” diye talep etmeye başladı.
Son olarak İspanya'da halk, kötüye giden ekonomiyi protesto etti.
Gelinen nokta, ‘AB dağılacaktır'ın izahını yaparken altını çizdiğimiz hakikatlerin, Birliği dağılmaya ittiğini göstermektedir.
AB'nin nüfusu yaşlanmış, yeraltı kaynakları tükenmiş ve en önemlisi ortak para birimi Euro'ya geçişle beraber, gayrı safi milli hâsılalarında yapmaları gereken artırımı sağlayacak senyoraj hakkı ülkelerin merkez bankalarından alınmıştır.
Bu, her ülkenin AB Merkez Bankası'ndan para alarak piyasaya sunması manasındadır ki, Avrupa Merkez Bankası'na olan bu bağımlılık, Yunanistan örneğinde acı neticelerini göstermiştir.
Yunan ekonomisi kamu borçlarını ödeyemediği için battı; Birliğin oluşturduğu komisyonun elinde idare edilmeye çalışılıyor.
Ülkelerin Almanya'daki Avrupa Merkez Bankası'ndan yıllık gayrı safi mili hâsıla karşılığı alacakları para, bir yıl içinde yapacakları harcama ve yatırımlara kâfi gelmediği için Birlik ülkeleri borçlanmaya gitmektedir.
Sonuçta borçlanan ülkeler, vadesinde borçlarını ödeyemedikleri için tekrar borçlanmaya gitmekte; alınan borçların ödenememesi, bu borçların faizlerinin dahi ertelenmesini gündeme getirmektedir. Birlik ülkelerinin batma sebeplerinden en önemlisi de budur.
Birliğin bu düzende devam etmesi, AB'nin tamamının batması manasına gelecektir.
Şartları bu şekilde devam eden AB'de halkın sokaklara dökülmesi sürekli bir kader olacaktır. Bu da Birlik için en büyük tehdide dönüşecektir.